Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
KÖYÜMÜZ’ÜN KÜLTÜRÜ
Köyümüzde yazılı kültüre fazla rastlamamakla beraber sözlü kültürü de geleneklerimiz, göreneklerimiz, örf ve adetlerimiz oluşturur. Genellikle yaşlılarımız bir araya geldiklerinde hele hele uzun kış gecelerinde yıllar öncesinde başlarından geçenleri ve babalarından, dedelerinden duydukları kahramanlıkları, ilginç olayları birbirlerine ve torunlarına anlatırlar. Oğullar, torunlarda kendisinden sonraki nesillere öncekilerden duyduklarını sözlü olarak nakletmişlerdir ki bunun içinde yazılı kültür oluşmamıştır.
Köylülerimiz kazanmış oldukları sözlü kültürü ise mümkün olduğu kadar düğünlerde, nişanlarda, asker ve hacı uğurlamalarda, cenazelerde, köyün birlikte yapması gerektiği hususlarda uygulamaya çalışırlar.
Her toplumda olduğu gibi günümüzde teknolojinin gelişmesi ile her yeri görerek ve duyarak yavaş yavaş köylülerimiz başka kültürlerden etkilenmekte kendi öz kültürlerini terketmektedir. Köyde, televizyon ve radyolar en önemli bilgi edinme araçlarıdır. Özellikle yaşlılar haberlerde, çocuklar ise filmlerde ısrarcı olmaktadırlar. Halk müziği ise ençok sevilen müzik dalı olmaya devam etmektedir.
Okuma alışkanlığı malesef ki kazandırılmamıştır. Okumayı sadece öğrencilerin veya meslek sahibi olmak isteyenlerin görevi olarak, yanlış bir anlaşılmaya gidilmiştir. Oysaki Köyümüzde büyük bir ilköğretim okulu mevcuttur bunu pekala lehimize çevirmek mümkündür.
Köyümüz’de sağlık kültürü askerliğini sıhhıye olarak yapmış olan halk arasında “İğneci Bahri” olarak tanınan Bahri Cankaloğlu ile başlar. Uzun süre doktorların hastalara verdikleri iğneleri yapmış, ufak şikayetleri olanları tedavi etmiş ve bazı hastalarıda hastanelere yönlendirmiştir. Önceleri çocuklar gezici sünnetçilere sünnet ettirilir, kırık çıkıklar ise “sırnıkçı” denilen kişilere gidilir, kırılan ve çıkan kemikler yerine getirilir, üzeri sarılır, iyileşmesi için beklenirmiş. Köy halkı toplu halde temizliğini yapmak için Büyük Pınar yanındaki Yunaklık denilen yere gidilir, orada hem banyo yapılır hemde çamışır yıkanılır.
Köy çeşme önlerinde çamaşır yıkanılmasına devam etmekle beraber, önceden deterjan yerine Meşe Külü, banyo için ise Kil kullanılırdı. İlkel tedavi yöntemleri olmakla beraber bazı uygulamalar; Nazar boncuğu takılması, Böcek sokan yere demir sürülmesi, Kanayan yere, çaput yakılması, Yanıklara süt, yoğurt sürülmesi, Kulak ağrılarına karşı anne sütü sağılması, Çocuğun kara kaşlı olması için sürme çekilmesi bunun gibi bazı davranışlar kültürlerimiz arasındadır.
KÖYÜMÜZ’DE EĞTİM
Köyümüz’de eğtimin temeli Cumhuriyet’ten yirmi yıl sonraya dayanmaktadır. Ankara’nın Hasanoğlan beldesinde 1940’lı yıllarında öğretmenlik okulunda eğtim aldıktan sonra köye dönen “İbrahim Balkanlıoğlu” (İbiş Öğretmen) zor şartlar altında arpalık denen yerde evinin bir odasında köy çocuklarını okutmak için önemli gayretler göstermiştir. O dönemlerde dört işlem ve abc’yi öğrenmekle yetinen ilkdönem kuşağı malesef ki işe-güce gönderildikleri için ileriye doğru okuyamamışlardır.
İbiş Öğretmenin girişimleri sonucunda Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılması düşünülen İlkokul bazı sepeplerden dolayı ancak 1955 ve 1960’lı yıllarda eğtime başlayabilmiştir. Aşağı Caminin hemen arkasına yapılan iki derslikli ilkokul uzun süre öğrenci yetiştirmiştir. Ne gariptir ki burada beş yıl süreyle okuyup’ta ilkokul diplomsaı alanlar şehirdeki diğer okullara gitmemişlerdir.
Özellikle 1980’li yıllardan sonra köyümüzden ilçeye yerleşen ailelerin çocuklarını okutmaları güzel bir intiba bırakmış ve okumaya ilgi artmıştır. 1985 yılında Yukarı Mahalleye beş derslik yeni bir okul ve lojman yapılmış, burdan mezun olanlar kısmende olsa ilçede okumaya başlamışlardır. Köyde oturan aileler çocuklarını okutmak için Sungurlu’da ya evler tutmuşlar yada öğrenci yurtlarına yerleştirmişlerdir. Önceleri İmam Hatip Lisesine giden öğrenciler bir dönem burada büyük başarı elde etmişler, hepside Devletin çeşitli kademelerinde görev almışlardır. Bu da Aşağı Fındıklı Köyü halkının çocuklarını okutma azmini artırmıştır.
Sekiz yılık eğtimin zorunlu hale gelmesi sonucunda şimdiki Aşağı Fındıklı Köyü İlköğretim Okulu 2000 yılında 1985 yılındaki yapılan okulun yanına üç katlı 12 derslik şeklinde yapılmıştır. Günümüz şartlarına göre teknolojinin her türlü imkanlarından yararlanma gayreti gösteren okulumuz eğtim öğretimine devam etmektedir. Bu okuldan mezun olan Köyümüz gençliği adeta bir okuma yarışına girmiş, sanki geçmiş yılların acısını çıkarmak için çaba harcamaktadırlar.
Eğtimde sonradan büyük yol kateden köyümüz evladı; Devletine, Milletine ve Köyüne yararlı hzmetler sunabilmek için büyük çaba içindadirler. Köyümüzden yetişmiş, Valisinden tutta Siyasetççisine, Bürokratına, Doktoruna, Subayına, Polisine, Eğtimcisine ve Yargı mensuplarına kadar devletin her kademesinde hizmetler sunmaktadırlar. Okumuş olan bu kişiler Köyümüzün gurur tablosunu oluşturmaktadırlar.
Ayrıca Köyümüzde Örgün Eğtim yanında Yaygın Eğtim faliyetleri de tüm hızı ile devam etmektedir. Sungurlu Halk Eğtim Merkezi Köyümüzün Nüfus yapısını değerlendirerek hemen hemen her yıl halka yönelik kurslar açmaktadır. Bunlardan bazıları; Okuma yazma bilmeyen yaşlılar için, Okuma Yazma Kursu, Halı Kursu, Biçki-Dikiş Kursu ve Köyümüz çiftçisine yönelik Tarımsal Kurslardır.
Köyümüz’ün Dini Bilgilerini ana kaynaklarından öğrenmek amacı ile İlçe Müftülüğü her yıl okulların tatile girdiği yaz aylarında ilköğretim beşinci sınıfı bitirmiş çocuklar için kısa süreli Yaz Kur’an Kursları, kış döneminde ise bayanlara yönelik uzun süreli kurslar düzenlemektedirler.
Kaynak: www.afder.net